Uzmanından Parkinson için ‘bakla’ uyarısı



Parkinson Hastalığı ve Bakla İlişkisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Parkinson Hastalığı ve Bakla İlişkisi

Parkinson hastalığı, beyinde dopamin üreten hücrelerin hasar görmesiyle ortaya çıkan ilerleyici ve kronik bir sinir sistemi hastalığıdır. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülay Kenangil’e göre, bu hastalık genellikle titreme, kas sertliği, hareketlerde yavaşlama ve denge kaybı gibi motor semptomlarla kendini gösterir.

Bahar aylarında sıkça tüketilen taze baklanın içinde bulunan doğal levodopa maddesine dikkat çeken Prof. Dr. Kenangil, bakla tüketiminin motor semptomlar üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceğini belirtmektedir. Ancak, kontrollü ve doktor onayı olmadan yapılan bakla tüketiminin ilaçlarla etkileşime girebileceğini ve olumsuz sonuçlara neden olabileceğini vurgulamaktadır.

‘İlaç Yerine Bakla Tüketmek Doğru Değil’

Baklanın dopamin öncüsü levodopa içerdiğini belirten Prof. Dr. Kenangil, hastaların bu özelliğe aldanmaması gerektiğini vurgulamaktadır.

Prof. Dr. Kenangil, “Bakla mevsimi geldiğinde, taze bakla ile Parkinson arasında bir ilişki bulunmaktadır. Bakla, parkinson hastalığında eksik olan dopamin maddesinin öncüsü olan levodopa adlı bir aminoasiti içerir” şeklinde konuşmaktadır.

Prof. Dr. Kenangil, baklanın aşırı veya plansız tüketiminin çeşitli yan etkilere yol açabileceğine işaret ederek, “Bu nedenle levodopayı keşfeden ve ilaçların yerine geçmek isteyenlerin dikkatli olmaları gerekmektedir. Kontrolsüz bakla tüketimi istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Bu nedenle Parkinson hastalarının bakla tüketmeden önce mutlaka doktorlarına danışmalarını tavsiye ediyoruz” demektedir.

‘Bilimsel Çalışmalar da Parkinson ve Bakla İlişkisini Araştırıyor’

Bakla ve Parkinson arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimsel çalışmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Kenangil, bu çalışmaların, baklanın motor semptomlar üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceğini gösterdiğini ifade etmektedir.

“Bakla ve Parkinson arasındaki yapılan bilimsel çalışmalar, hastaların motor semptomlarını azalttığını göstermektedir. Ancak, hastaların baklanın hastalığı tedavi edici bir yanı olmadığını bilmesi önemlidir” şeklinde konuşmaktadır.

‘Bakla Sağlıklı Bir Besindir’

Parkinson hastalarının, baklayı bilinçli bir şekilde ve doktor tavsiyesiyle tüketmeleri gerektiğini vurgulayan Kenangil, şu önerilerde bulunmaktadır:

“Parkinson hastalığı sürekli ilaç kullanımı gerektiren bir hastalıktır. Hastalar, belki baklayı ilaçlarının arasında, doktorlarına danışarak kullanabilirler. Ancak, bakla tüketimi ilaçların yerine geçmemelidir. Bakla sağlıklı bir sebzedir ve tüketilmesi genel sağlık açısından faydalıdır. Eğer Parkinson hastasıysanız, bakla tüketmeden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.”


Related Posts

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.

Beyin ölümü gerçekleşen Iraklı Elias’ın organları umut oldu

Samsun’da kazada yaralanıp, kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen Iraklı Elias Naif Elias Nasır’ın (16) 2 böbrek, 2 kornea, kalp ve karaciğeri, 6 kişiye umut oldu. Nasır’ın dayısı Meşal Gaip Huseyin Nasır, “Biz 9 senedir Samsun’dayız. Vatandaşların bize çok iyilikleri oldu. Biz de buna bir karşılık göstermek istedik” dedi.

Doğuştan gelen kalp anomalisinden 47 yaşında kurtuldu

İstanbul’da yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Dilek Cömert (47), çocukluğundan beri sık sık akciğer enfeksiyonu geçiriyor ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre, verem gibi farklı farklı teşhisler alıyordu. Hareket ederken yorulan ve sürekli dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert’e 2006-2007 yılında ‘scimitar sendromu’ denilen kalp anomalisi teşhisi konuldu. Cömert, kardiyoloji doktorunun önerisiyle Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’e muayene oldu. Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, tarafından kalbi durdurulmadan minimal invaziv (kapalı yöntem) ile ameliyat edilen Cömert, yaklaşık 3 saatlik ameliyatından ardından sağlına kavuştu ve taburcu oldu.

Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

“Ani idrarım geldi, yetişemedim”, “Çok sık idrara çıkıyorum, böbreklerim iyi çalışıyor”, “Evden çıkmadan önce mutlaka tuvalete girerim” Günlük hayatımızda yaşadığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz bu yakınmalar, toplumda “aşırı aktif mesane” olarak bilinen mesane hiperaktivitesi hastalığının sinyali olabilir.